top of page
Parabol

Cermonews #7 | Toplu taşıma ve İklim Değişikliği

Merhaba 👐🏻 Bir yaz ayını daha geride bıraktık ve Cermonews'in yeni sayısı geldi bile.  🎉 

Sizlere geçen sayının sonunda bir sonraki sayının konusu ne olsun diye sormuştuk ve aldığımız yanıtlara göre bizim de incelemek ve sizlerle paylaşmayı çok istediğimiz bir konu olan "Toplu Taşıma ve İklim Değişikliği" teması belirlendi. Bu sayıda neler okuyacaksınız?


  • İklim Değişikliği Toplu Taşıma Sistemlerini nasıl etkiliyor?

  • İklim Değişikliğine Karşı Dirençli Toplu Taşıma nasıl olmalı?

  • Uygulama örnekleri

  • Biz elimizi taşın altına nasıl koyuyoruz ve Cermoni iklim değişikliğine karşı toplu taşıma sistemlerinin dirençliliğine nasıl fayda sağlıyor?

  • "Bizden haberler" köşesi

  • Söz verdiğimiz gibi her sayıda Cermoni'nin arkasındaki bir ekip arkadaşımızı tanıttığımız "Mutfaktakiler" bölümü


En büyük motivasyonumuz mobilite, sürdürülebilir ulaşım, toplu taşıma vb. konularda sizlerin de katkılarıyla birlikte kaliteli içerikler üreterek paylaşmak, bir araya gelebildiğimiz bir ortam oluşturmak. Fikirlerinizi çok önemsiyoruz, istediğiniz zaman bize yazın. 👐🏻 

Keyifli okumalar!

 

İklim Değişikliği Toplu Taşıma Sistemlerini Nasıl Etkiliyor?


İklim değişikliğinin etkilerini hepimiz farklı açılardan konuşup hissediyoruz. İklim dirençli kentler, iklim dirençli sistemler, vb. kavramlar artık hayatımızda yer edinmişken dünya üzerinde birçok sektör gibi toplu taşıma sistemleri de bundan doğrudan etkilenmekte ve zorluklarla karşılaşmaktadır.



Aşırı hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi ve artan sıcaklıklar gibi iklim değişikliğiyle ilişkili riskler, toplu taşıma altyapısında fiziksel hasarlara, operasyonel kesintilere ve ekonomik kayıplara yol açabilir. Ayrıca, toplumsal eşitsizlikleri derinleştirerek kırılgan topluluklar üzerinde orantısız bir etki yaratabilir. Bu bağlamda, toplu taşıma sistemlerinin iklim değişikliğine uyum sağlaması, sadece mevcut zorlukların üstesinden gelmekle kalmayıp, aynı zamanda daha sürdürülebilir, dirençli ve kapsayıcı bir ulaşım ağı oluşturmak için de bir fırsat sunmaktadır.


İklim değişikliğini dikkate alarak planlanan bir toplu taşıma sistemi, olumsuz etkilerin önüne geçmekle birlikte aynı zamanda daha çevreci, güvenli ve kullanıcı dostu hale gelmektedir. Örneğin, İtalya’nın Modena kentinde, hız sınırı düzenlemeleri ile uyumlu bir toplu taşıma planı yapılırken, çevresel etkiler azaltılarak verimlilik artırılmıştır.


Sürdürülebilir ve iklim dirençli bir toplu taşıma ağı, yalnızca şehirlerin değil, aynı zamanda toplulukların da gelecekteki refahını garanti altına alacaktır. 2021 yılında Barselona'da yapılan bir araştırma, toplu taşımaya harcanan her 1 euro için bölgedeki yatırım getirisinin 6,5 euro olduğunu göstermiştir. Avrupa'da kentsel ve yerel toplu taşıma hizmetleri ekonomiye yılda 130-150 milyar euro arasında katkı sağlamaktadır. Yani, sürdürülebilir bir toplu taşıma hizmeti hem yaşanabilir şehirler hem de ekonomik anlamda önem göstermektedir. Kamu otoriteleri, toplu taşıma işletmecileri, özel sektör ve toplulukların dirençli toplu taşıma sistemleri için birlikte çalışması sürecin başarılı olması açısından kritik öneme sahiptir.

 

İklim Değişikliğine Karşı Dirençli Toplu Taşıma Nasıl Olmalı?


İklim değişikliğine karşı dirençli bir toplu taşıma sistemi oluşturmak, yalnızca mevcut zorluklarla başa çıkmak için değil, gelecekteki risklere de hazırlıklı olmak için gereklidir. Bu tür bir sistemin inşası, altyapının güçlendirilmesi, operasyonel süreçlerin yeniden düzenlenmesi ve enerji verimliliğinin artırılmasını kapsayan çok yönlü bir yaklaşımı gerektirmektedir.



Öncelikle, toplu taşıma verilerinin etkili kullanımı ve akıllı teknolojilerin entegrasyonu, operasyonel verimliliği artırmada önemli bir rol oynar. Toplu taşıma verileri ile analiz edilmiş bir sistem, hava koşullarına bağlı değişiklikleri önceden tespit edebilir, altyapıların durumunu sürekli olarak izleyebilir ve gerekli durumlarda güzergah veya sefer planlamasını hızla değiştirebilir. Bu sayede, toplu taşıma ağları hem rutin operasyonlarında hem de beklenmedik olaylarda dinamik bir şekilde yönetilebilir.


Enerji tüketiminin azaltılması ve daha çevreci yaklaşımların benimsenmesi, dirençliliği artırmanın bir diğer önemli bileşenidir. Düşük emisyonlu veya tamamen sıfır emisyonlu araçların kullanımı, hem karbon ayak izini azaltır hem de şehirlerdeki hava kalitesini iyileştirir. Sürdürülebilir enerji kaynaklarının toplu taşımaya entegrasyonu da bu dönüşümün temel taşlarından biridir. Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, fosil yakıt bağımlılığını azaltarak toplu taşımanın daha çevreci bir yapıya kavuşmasını sağlar.


İklim değişikliğine karşı dirençli toplu taşıma sistemleri, sadece çevre dostu teknolojiler ve enerji verimliliği ile sınırlı kalmamalı; aynı zamanda farklı senaryolara hızlı adapte olabilen, veriye dayalı bir planlama anlayışını da benimsemelidir.  Karar destek sistemleri, toplu taşıma verilerini analiz ederek talep değişikliklerine, hava koşullarındaki ani değişimlere ve altyapısal aksaklıklara anında yanıt verebilecek esneklik sağlar.

Son olarak, dirençli bir toplu taşıma sistemi oluşturmanın yalnızca teknik ve teknolojik çözümlerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve yönetsel düzeyde de güçlü bir iş birliğini gerektirdiğini unutmamak gerekir. Toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını gözeten, kapsayıcı bir planlama süreci oluşturulmalı ve afet anlarında hizmetin sürekliliği garanti altına alınmalıdır.

 

Uygulama Örnekleri


1) Dirençli toplu taşıma sistemleri oluşturma yolunda, çeşitli şehirler farklı stratejiler ve yenilikçi çözümler kullanarak başarıya ulaşmıştır. Örneğin, Stockholm ve Västtrafik gibi İsveç'teki toplu taşıma idareleri, enerji stratejilerini revize ederek filolarında yenilenebilir yakıt kullanımını artırmış ve böylece CO2 emisyonlarını %60-67 oranında azaltmıştır.



2) Tokyo, çeşitli iklim tehlikelerine (fırtına, sel, deprem ve volkanik patlamalar) karşı savunmasız bir şehir olmasına rağmen, gelecekteki olası risklere karşı önlem almak amacıyla “Dirençli Tokyo” projesini başlattı. Bu proje, 2040 yılına kadar iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak ve şehir sakinlerine "önümüzdeki 100 yıl boyunca huzur" vaat etmek amacıyla kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Proje kapsamında hem altyapısal hem de teknolojik dirençlilik stratejileri uygulanıyor.


Altyapısal dirençlilik önlemleri arasında, deniz duvarlarının yüksekliğinin artırılması, yangına dayanıklı koruma alanlarının oluşturulması ve yağmur suyu depolama kapasitesinin genişletilmesi yer alıyor. Teknolojik dirençlilik stratejileri ise yapay zeka tabanlı su seviyesi tahmin sistemlerinin geliştirilmesi, risk altındaki yapıları tespit etmek için uydu verilerinden yararlanılması ve deniz seviyesi verilerinin anlık iletimi gibi uygulamaları içeriyor. Ek olarak, yağış yoğunluğunu 150 metrelik ızgara hücreler halinde gösteren ve kullanıcıları renk kodları ile bilgilendiren mobil uygulamalar kullanılıyor. Bu stratejiler, olası afet durumlarında hızlı tahliyeler ve etkin müdahaleler yapılmasını sağlıyor.

Tokyo’nun bu projesi, altyapı ve teknoloji birleşimini kullanarak iklim değişikliği karşısında dirençli bir toplu taşıma ve şehir planlamasının nasıl inşa edilebileceğine dair ilham verici bir örnek sunuyor.

 

Cermoni iklim değişikliğine karşı toplu taşıma sistemlerinin dirençliliğine nasıl fayda sağlıyor?



Bunun yanı sıra, Cermoni’nin sunduğu enerji yönetimi çözümleri, toplu taşıma filolarının enerji tüketimini minimize eder ve sürdürülebilir enerji kullanımını teşvik eder. Özellikle enerji verimliliğini artıran algoritmalar ve elektrikli araçların entegrasyonuyla, toplu taşımanın çevreye olan olumsuz etkisi azaltılır ve operasyonel maliyetler düşürülür. Bu da şehirlerin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltarak karbon emisyonlarını kontrol altında tutmasına olanak tanır. Böylece, Cermoni’nin sunduğu çözümler, toplu taşıma ağlarının yalnızca mevcut iklim risklerine karşı dirençli olmasını değil, aynı zamanda uzun vadede daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir yapıya kavuşmasını sağlar.


Sonuç olarak, Cermoni’nin esnek ve veri odaklı yapısı, toplu taşıma sistemlerinin hem günlük operasyonlarını optimize eder hem de uzun vadeli çevresel hedeflere ulaşmalarını kolaylaştırır. Bu sayede, şehirlerin toplu taşıma sistemleri iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale gelir ve sürdürülebilir bir ulaşım altyapısının temelini oluşturur.

 

Bizden Haberler 📰


UITP Avrasya Konferası Kayseri'de Sponsorluk ✨



Bu yıl Kayseri’de düzenlenen UITP Avrasya Konferansı’na sponsor olarak katıldık ve üç gün boyunca toplu taşıma sektörü temsilcileri ile bir araya gelme fırsatı bulduk. Konferans boyunca düzenlenen birçok oturumda, temiz enerji araçlarının toplu taşıma sistemlerine entegrasyonu, büyük veri kullanımı ve enerji verimliliği gibi konulara odaklanıldı. Bu oturumlarda, toplu taşımanın sürdürülebilirliği ve çevre dostu uygulamalara yönelik ilham verici sunumlar yapıldı.


Etkinliğin ilk gününde, 24 farklı ülkeden katılımcının yer aldığı bir workshop ile başlangıç yaptık. Bu çalışmada, toplu taşıma verilerinin stratejik planlamada nasıl kullanılabileceğine dair uygulama örneklerimizi paylaştık ve enerji verimliliğini artırma konusundaki çalışmalarımızı aktardık.


İkinci gün ise toplu taşıma otoriteleri ve sektör liderleri ile temiz enerji araçlarının kullanımı ve sürdürülebilir toplu taşıma çözümleri üzerine verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Paydaşlarımızla bu konularda bilgi alışverişi yaparak yeni iş birlikleri için zemin oluşturduk.


Konferansın son gününde ise Kayseri’nin toplu taşıma operasyonlarını ve şehrin tarihi yapılarının yer aldığı alanları gezdiğimiz saha ziyaretine katıldık. Bu gezide, hem toplu taşıma çözümlerini yerinde inceledik hem de Kayseri’nin kültürel ve tarihi mirasını yakından tanıma fırsatı bulduk. Üç gün boyunca gerçekleştirdiğimiz bu yoğun programda, toplu taşıma dünyasının geleceğini şekillendirecek birçok önemli fikir alışverişinde bulunduk ve güçlü bağlantılar kurduk.


✨ Avrupa Hareketlilik Haftası’nda İzmir’deydik!



Bu yıl da Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında gerçekleştirilen “Arabasız Kent Günü” etkinliklerinde İzmir’deydik. Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı (SUMP) çalışmalarını yürüttüğümüz bu şehirde, ekip arkadaşımız Sıla Özkavaf, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlikte panelist olarak yer aldı. “Sürdürülebilir Ulaşım ve Planlamada Ortak Kamusal Alanların Önemi” başlıklı konuşması ile, farklı şehirlerdeki deneyimlerimizi ve toplu taşıma çözümlerimizi katılımcılarla paylaştı. Toplu taşıma ve sürdürülebilir mobilite konusundaki katkılarımızı artırmak ve bu alandaki iş birliklerimizi geliştirmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

 

Mutfaktakiler  🙌🏻



Her sayıda sizi bir ekip arkadaşımızla bir araya getirmek, toplu taşımadaki yenilikçi çalışmaların, toplu taşıma karar destek sistemi Cermoni'nin arkasındaki uzmanlarla tanıştırmak istiyoruz. Bu sayımızda Mehmet Barutcu ile birlikteyiz.

"Parabol'de Veri Bilimci ve Optimizasyon Mühendisi olarak Cermoni'deki algoritmaların geliştirilmesi ve analiz modülü üzerinde çalışıyorum. Türkiye'de ki en büyük sektörlerden biri olan ulaştırma alanında yapılacak tasarrufun ülke ekonomisine katkısı azımsanmayacak derecede büyük. Cermoni'nin toplu taşıma alanında sağladığı veriye dayalı optimizasyon çözümleriyle bu katkının öncüsü olacağına inanıyorum."

Bir sonraki sayının konusuna birlikte karar verelim mi?


Bir Cermonews'in daha sonuna geldik. Okuduğunuz için teşekkürler. :) 

Bu konuda sizin de eklemek istedikleriniz ve yorumlarınız varsa bekliyoruz. Bu konuya da değinelim dediğiniz her mesajınız ve fikriniz bizler için çok kıymetli. 


Bir sonraki sayının konusunu birlikte belirleyelim! “toplu taşımada elektrikli araç dönüşümü”, “toplu taşımada yolcu olmak” ya da “toplu taşımanın farklı ulaşım modlarıyla ilişkisi” konularından hangisini seçelim?


Yeni sayıda görüşmek üzere. 👋

Comments


bottom of page